14 Aralık 2011 Çarşamba

çorlunun arnavut kaldırımları

23 yıldır çorludur evim yurdum. ne bir aranvut kaldırımdan bahsedebilirim. ne cınar agıclarından ne de ceviz. nazım hikmet dediyse ben bir ceviz agıcım gülhane parkında aslında gülhane parkında hiç ceviz agacı yoktur. nazımda yoklugunu ifade eder. cok sevdiği istanbulda ki yoklugunu. çorluda böyle bir yer olur kış geldiginde ne bir arnavut kaldırımı olur yagmur sularını tutacak ne de bir yewşilik parkı kart topu oynanacak sever yinede çorlulu çorluyu tabi kaldıysa yerlisi. herkes iscidir kimi fabrikanın iscisi kimide kocasının ailesinin işçisi ama herkes calısır kimi para için kimi sadece  sevgi için. kimi ssklıdır devlet güvencesi vardır . kimi  sadece kocasının eline bakar cuma pazarıdır alışveris merkezleri kimilerinin ,kimileri ise beeğenmez corludaki magazlari ama hepsinn ortak yeri çorludur. çorlunun cıplaklığı kalesinden belidir. 3 metre duvar ya vvar ya yok ama tokat gibi hatırlatır insana yokluğu varlığı yol üstünde uzanan 200 metrelik mezalık duvarı. hemen caprazında mahkumiyet duvarıda vardır telleri gözükür havlunun ,üsten bakar iki asker külesi toplasan 15 20 mahkum. kimi gönüllerde hüküm yemiş kimi ise sadece suçlu. hepimiz corluda yaşarız kışı boguk soguk yağmur kar bazen sis olur kimse kimseyi göremez coğu zaman acıktır hava ama yine görünmez oluruz...

bende simdi oyleyim kale gibi çıplak mezarlık kadar gercek ve hapishane kadar soguk ve yanlızlık kokakırım... kendimi corlulu hisetimyorum artık sanki yeni göc etim sinoptan,siirten,bulgaristandan...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder